Körüklü Çizme Ustası Hasan Hüseyin Öter’in Hikayesi

Körüklü çizme ustası Hasan Hüseyin Öter, zanaatının inceliklerini 64 yıldır sürdüren bir efsane. Tire’de, tarihi Kutu Han’daki atölyesinde, kalıp kullanmadan yaptığı körüklü çizmeleri ile adından sıkça söz ettiriyor. 11 yaşında çırak olarak başlayıp ustalık mertebesine ulaşan Öter, esnaf hikayesi ve köklü gelenekleri yaşatmak açısından önemli bir figür. Her ay 8 çift çizme üretip, aldığı olumlu geri dönüşlerle işine olan tutkusunu pekiştiriyor. Hasan Hüseyin Öter’in ustalığı, sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir kültürel mirasın da temsilcisidir.

Tire’deki körüklü çizme yapım geleneğinin son temsilcisi olarak Hasan Hüseyin Öter, bu özel el sanatını genç nesillere aktarmak için çaba harcıyor. Geleneksel çizme ustalığı, ayakkabı sektöründe farklı bir boyut sunarak, geçmişten günümüze aktarılan ustalıkları barındırıyor. Usta, karşılaştığı zorluklara rağmen mesleğini sürdürmenin gururunu yaşıyor. Özellikle el emeği ile yapılan körüklü çizmeler, Anadolu kültürü içinde önemli bir yere sahip. Bu mesleğin sürdürülebilirliği için gençlerin bu geleneği öğrenmesi ve yaşatması gerektiğine inanıyor.

Körüklü Çizme Ustasının Eşsiz Yolculuğu

Tireli Hasan Hüseyin Öter, 11 yaşında çıraklık yapmaya başladığı mesleğini 64 yıldır sürdürüyor. Şu an, İzmir’deki körüklü çizme ustası olarak tanınan Öter, kalıp kullanmadan el işçiliğiyle örneği az bulunan körükleri yapabiliyor. Ustalık öğrenim hayatına İrfan Kahya’nın yanında başlayan Öter, o dönemden itibaren mesleğini geliştirerek Türkiye’nin önemli ustalarından biri haline gelmiştir. Bu süreç boyunca birçok kişi için körüklü çizmeler yaparak, Türk zanaatının geleneklerini yaşatmaya devam ediyor.

Her bir çizmeyi elle yapmak, sadece bir mesleği icra etmek değil aynı zamanda bir kaybetme korkusunun üstesinden gelmek anlamına geliyor. Öter, mesleğini icra ederken kalıpların ve mekanik yardımcıların yanı sıra, el becerisine dayalı bir zanaat anlayışını tercih ediyor. Geleneksel çizme yapımı, geçmişten gelen bir kültürü yansıtarak, bu geleneği yaşatmak adına büyük bir öneme sahip. Ayrıca, gelecek nesillere aktarılması gereken bu meslekle ilgili olarak, Öter, gençlere mesleği öğrenme ve geliştirme çağrısı yapıyor.

Yerli Malzeme ve Geleneksel Üretim

Hasan Hüseyin Öter, körüklü çizmelerini üretirken tamamen yerli malzemeler kullanıyor. Bu, yalnızca bir üretim süreci değil, aynı zamanda yerel ekonomiyi destekleyen bir yaklaşım da sağlıyor. Çizme yapımında kullanılan deriler, Türkiye’nin dört bir yanından geliyor ve Öter, bu malzemeleri kullanarak sürdürülebilir bir üretim modeli oluşturuyor. Böylece, tüketicilere kaliteli çevre dostu ürünler sunmanın yanı sıra, geleneksel ve tarihsel bir değer de katıyor. İşçilik ve el emeğinin yaratmış olduğu kalite, her bir çizmeyi özgün kılıyor.

Körüklü çizmelerin tasarımı, geçmişten gelen kültürel izleri taşırken aynı zamanda modern ihtiyaçlara da cevap verebiliyor. Öter, eski ustalarından öğrendiği yöntemlerle ve kendi deneyimleriyle, çizmenin hem performansını hem de estetiğini ön planda tutuyor. Bu bağlamda, çizme yapımı süreci, sadece gelenekte kalmakla kalmayıp, yeniliklerle dolu bir zanaat dalı haline geliyor. Öter, ustalığını ve deneyimini aktararak bu zanaatı gelecek nesillere ulaştırmakta kararlıdır.

Çıraklık ve Ustalık İlişkisi

Tire’de körüklü çizme ustası olarak ün kazanan Hasan Hüseyin Öter, çıraklık döneminde mesleği öğrenmenin önemine değiniyor. Gençlerin zanaat öğrenmeleri için gerekli motivasyonu bulamadığını belirten Öter, bu durumu Türk zanaatının geleceği açısından büyük bir kayıp olarak görüyor. Ustası İrfan Kahya’nın ona öğrettiği bilgi ve beceriler, onu sadece bir zanaatkar değil, aynı zamanda bir formatör haline getirdi. Bugüne kadar yetiştirdiği çıraklardan ikisinin mesleği bırakması, zanaatın sürdürülebilirliği açısından düşündürücü bir durum.

Öter, ustasıyla arasında özel bir bağ olduğunu ifade ederek, onun verdiği derslerin kendisine çok şey kattığını vurguluyor. Usta-Çırak ilişkisi, Türk zanaatlarının kalitesinde merkezi bir rol oynuyor. Her yeni çırak, ustasının bilgi mirasını devralarak, bu geleneği devam ettirmekle yükümlüdür. Öter, elinden geldiğince yeni nesillere bu mesleği öğretmek için çaba gösteriyor ve zanaatın gelişimini destekliyor. Yalnızca kendi işini yapmakla kalmayıp, aynı zamanda bu değerli bilgi birikimini gelecek nesillere aktarmanın önemini de cabasına ekliyor.

Körüklü Çizmenin Tarihi ve Önemi

Körüklü çizmeler, Türk kültüründe derin bir geçmişe sahiptir. Her milletin kendine özgü ayakkabı tasarımları bulunmasına rağmen, körüklü çizmelerin yeri ayrıdır. Hasan Usta, bu ayakkabı türüne olan hayranlığını söylerken, 1930’larda gelişen farklı tasarım ve stilleri de hatırlatıyor. Tire ve çevresindeki köylerde bu geleneğin yaşatılması, yerel halkın geçmişle bağını güçlendirirken, modern nesillere de önemli bir kültürel aktarma aracı oluyor.

Hasan Hüseyin Öter, özellikle Yörük köyleri sayesinde bu geleneğin yeniden canlandığına dikkat çekiyor. Tarihi boyunca zanaatların kaybolması, çağdaş yaşamın gereksinimlerine bağlı bir durumdu. Ancak, körüklü çizmelerin günlük hayatta yer bulması ile birlikte, bu gelenek yeniden yaşam bulmuş durumda. Usta, bu geleneğin yaşatılması ile Türk kültürünün zenginliğine katkıda bulunduğunu düşünüyor ve körüklü çizmelerin kültürel bir ihtiyacın yanı sıra, bir zanaat olarak gelecek nesillere aktarılmasının önemini vurguluyor.

Çizme Yapımında Kullanılan Malzemeler

Körüklü çizme yapımında kullanılan malzemeler, ustanın elinden çıktığında birer sanat eserine dönüşüyor. Hasan Hüseyin Öter, kaliteli deri seçiminde titiz davrandığını belirtiyor. İyi bir çizmeyi oluşturan temel unsurlardan biri, kullanılan derinin kalitesidir. Türkiye’de üretilen yerli deriler, hem dayanıklılığı hem de estetik görünümleriyle tercih ediliyor. Öter, çeşitli derilerle çalışarak, farklı tasarımlar yaratıyor ve her çizmenin kendine has bir karakteri olmasını sağlıyor.

Ayrıca, ortamdaki sıcaklık, nem ve zemin gibi faktörler de işlenme sürecini etkileyerek son ürünün kalitesini belirliyor. Geleneksel yöntemler ve uzmanlıkla yapılan bu işlemler sayesinde, körüklü çizmeler uzun ömürlü ve konforlu hale geliyor. Öter, sadece estetik açıdan değil, işlevsellik açısından da kullanıcıların rahatlığını önemseyerek, bu unsurların dengesini sağlamaya çalışıyor. Bu şekilde, tarihî anlamı olan bir ürünü modern ihtiyaçlarla buluşturmuş oluyor.

Eldiven Gibi Bir Uygulama: Usta Eli

Körüklü çizmelerin kalitesi, tamamen ustanın el işçiliğine dayanmaktadır. Hasan Hüseyin Öter, işini bir sanat olarak tanımlıyor ve her bir çizmeyi elle yapmanın inceliklerini paylaşıyor. Ustanın en büyük özelliği, yaptığı tüm işlerde özveri ve tutku ile çalışmasıdır. Her çift çizmeyi yaparken içine koyduğu emek, malzemeden daha önemlidir. Öter, her defasında kullanıcı ile arasında bir bağ kurarak, onun rahatlığına ve memnuniyetine öncelik veriyor.

Usta eli, bu mesleğin en önemli bileşenlerinden birisidir. Yapılan her çizmenin, ustanın geçmiş tecrübeleri ve becerileriyle harmanlanarak ortaya çıktığını ifade ediyor. Öter, bu süreçte yıllar boyunca edindiği deneyimle, sadece dayanıklı bir ürün yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda kullanıcıların memnuniyetini kazanma hedefini de benimsiyor. Zanaatında kalıp kullanmadan el becerisi ile çalışmanın getirdiği zorlukları aşarak, bu zanaatın özgün yapısını korumaktadır.

Müşteri İle Kurulan Özel Bağlar

Körüklü çizmelerinin teslimatı sırasında, her müşteri özenle karşılanıyor. Hasan Hüseyin Öter, bunun sadece bir iş ilişkisi değil, insanların kalbine dokunan bir duygu olduğunu savunuyor. Her çizmenin bir hikâyesi vardır ve bu hikaye, ustanın diyalogları ve müşterileriyle olan kurduğu bağlarla yaşayan bir yapıya dönüşüyor. Öter, işini sadece bir ticaret olarak görmediğinin altını çiziyor ve her siparişin kendisine özel bir anlam ifade ettiğini dile getiriyor.

Müşterilerin memnuniyetini sağlamak, Öter’in ustalığını pekiştiren en önemli unsurlardan biridir. Giyen kişilerin geri dönüşleri, onun için hem birer ödül hem de bir motivasyon kaynağı oluyor. Bu bağlamda, Usta Hasan, müşterileri ile sağladığı iletişim sayesinde, kendisini sürekli bir yenilenme ve gelişim içinde görüyor. Gelen talepler, sadece bir ürün satışı değil, aynı zamanda zanaatın ve kültürel mirasın yaşatılması adına bir katkı sağlıyor.

Zanaatın Geleceği ve Genç Nesil

Hasan Hüseyin Öter, gençlerin bu mesleği öğrenmelerinin öneminin altını çiziyor. Zanaatın ve el işçiliğinin kaybolmaması için gençlerin cesur adımlar atması gerektiğine inanıyor. Öter, gelecekte bu mesleği sürdürecek olan neslin, geçmişten gelen öğretileri kendi çabalarıyla birleştireceklerini öngörüyor. Türk zanaatında körüklü çizme yapımı, geçmişle geleceğin buluştuğu bir nokta olarak karşımıza çıkmakta.

Öter, kendi oğlunun ve çevresinde yetişen gençlerin bu zanaat dalına yönelmelerinin kendisi için büyük bir gurur kaynağı olduğunu dile getiriyor. Zanaatın kalitesinin, nesilden nesile aktarılmasıyla artacağını savunan Öter, bunun sadece mesleki bir kazanç değil, aynı zamanda kültürel bir mirasın sürdürülmesi anlamına geldiğini vurguluyor. Gençlerin bu zanaatı öğrenmek için istekli olması ve bunun için gerekli adımları atması, Tireli Hasan Usta’nın en büyük dileğidir.

Sıkça Sorulan Sorular

Özet

Körüklü çizme ustası Hasan Hüseyin Öter, uzun yıllar süren ustalığı ile geleneksel zanaatkarlığı yaşatmaya çalışıyor. Onun gibi nalbantlık ve el işçiliği gerektiren mesleklerin, genç nesillere aktarılması büyük bir önem taşıyor. Yavaş yavaş unutulmaya yüz tutan bu gelenek sayesinde köklerimize sahip çıkmalıyız.